Sabırlı Ol ve Asla Bekleme

Can sıkıcı, istenmeyen bir duruma tahammül etmek kolay değildir. İnsanlar böyle durumlara hemen tepki verme eğilimindedir. Bu insanların aceleciliğinden kaynaklanan bir durumdur. İnsanların aceleci olmadan durumu gözden geçirerek sakinlikle hareket etmesine sabır denir.

Sabır, ümit etmek ile yaşama sevincinden beslenen bir histir. Buna göre bir tarifi de, değiştirilemeyecek olanı kabullenmektir. Sabit bir olayı biçim değiştirmesi için zorlamak sabra zarar verir. Ümit duygusu taşıyanlar, kendilerini harekete geçiren ve zorluklara dayanma katsayısı yüksek insanlardır. Dolayısıyla ümidi olanın sabrı da vardır. (Prof. Dr. Nevzat Tarhan , Duyguların Psikolojisi)

Sabır, sanıldığı gibi istenmeyen bir duruma sadece katlanarak, eli kolu bağlı oturmak değildir. Sabır, olaylara öfke gibi ani tepkilerden kaçınarak, olaylar karşısında gözlemci kalmayı başarıp, olayların tüm yönlerini irdeledikten sonra, o durumu ortadan kaldırmak için harekete geçmektir.

Şems-i Tebrizi sabrı, “Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları, sabrı gülbeşeker gibi, tatlı tatlı emer ve hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın, hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.” şeklinde ifade etmiştir.

Sabır sadece bir şeyi “beklemekten” çok daha fazlasıdır.  Sabır ile , gelecekleri öngörerek , ancak korku veya hayal kırıklığı olmadan hedefimize doğru çabalamaya devam ederiz . 

Sabır, belki “yavaşlamak” anlamına gelebilir, ancak asla “yaptığınız şeyi durdurmak” anlamına gelmez.

Çünkü milyonlarca kilometrelik yolculuğunuzun ortasında durursanız, ne kadar “sabırlı” olursanız olun hedefinize asla ulaşamazsınız. İleriye doğru gitmeye devam et. Çabalamaya devam et. Ama her seferinde küçükte olsa bir adım atmaya devam et.

Sabırlı bir insan, zorlu koşulların deneyimi sayesinde, mutluluk kapılarını açabilir.